Pazartesi, Ocak 26, 2009

Sonuna Kadar İnkar

Ruh dediğin gerizekalı bi'şey sevgili psikiyatri dünyası ve değerli psikozlular. Kendini korumak için türlü mekanizmalar geliştiriyor. İlk ve en çok başvurduğu yöntem de inkar. Lakin ruhun salaklığının en belirgin kanıtı tam da bu mekanizma.
Misal ne yapıyor? Hasar göreceğine dair en ufak belirtilerin bile varlığını reddedip, görmezden geliyor. Zannediyor ki redderse inkar ettiği o şey gerçeklikten çıkar. Görmezden gelmese kafasına göre başka bi'şeyle rasyonelleştirip olmadık bir mana yüklüyor, müreffeh yarınlara koştuğunu sanıyor.
Lakin kazın ayağı öyle değil. Çünkü o inkarlar kredi kartıyla taksitli alışverişler yapmışçasına birikiyor. 10 liradan 5 liradan ne olur denen bakiyeler birikip içinden çıkılamaz bir toplama ulaşıyor, üstüne bir de faiz biniyor... İşte ruh denen bilinçsiz tüketici de böyle yapıyor sevgili psikolojiseverler. İnkar mekanizmasını kullanarak öteleyip ittirdiği her şey masif bir gerçeklik kütlesi olarak kafasına düştüğünde hasarın allahını görüyor. Halbuki yılanın başını küçükken ezse hiç böyle bir derdi kalmayacak, kabul ve telafi edilebilir hasarlarla kapatacak işi. Ölümcül yaralar almaktansa ufak sıyrıklarla atlatıp, üstündeki tozları silkeledikten sonra devam edecek ne yapıyorsa.
Fakat dediğim gibi ruh salak. Akıl-mantık kardeşlerin kurduğu "vicdanın sesi" adlı grubun "sağduyu" adlı eserini dinlese bunlara hiç gerek kalmayacak. Ama nerede onda o izan? Varsa yoksa inkar, sonuna kadar inkar!
Mal!

Hiç yorum yok: