Perşembe, Ocak 20, 2011

Şahsi Tarihte Bugün 13

Şahsi tarihte bugün, ben kırık bir oyuncağım. Kırığı görüyorum ama gördüğümle kalıyorum. Acısını hissediyor değilim.

Pazar, Ocak 09, 2011

Başlıksız Yazı

Kafası çalışmayanı "s.ke sürülecek aklı yok" diye tarif eden, aklı penis büyütücü zanneden bir kitle var. Şimdi sen bunlardan akıllıca bi'şey bekleyebilir misin? Ben beklemem mesela, sen de bekleme. Git bir banka otur, Godot bekle; daha verimli.
Bu kitle; televizyon ve tabldot gazeteyle beslenen, önüne ne konursa onu gören, internetin sadece chat yapmaya ve mümkünse kadın/erkek kaldırmaya yaradığını sanan kitle. Merak etmeyen, okumayan, soru sormayan, araştırmayan, dinlemeyen, eskiye tutunmuş, yeniliklere kapalı bir kalabalık. Kendi hayatını direkt ve kötü etkileyecek şeylere ses çıkartmazken en olmadık şeylere yaygara kopartan insanlar. Aşağılamak için söylemiyorum, cidden kafama taktığım, üzüldüğüm, kendimi çaresiz hissettiren gerçekler bunlar. Gittikçe kötüye gidiyoruz.
Durumlar böyleyken cidden mantıklı davranmalarını bekleyebilir misin bu insanların? Beyin denen şeyin varlığından ve nelere muktedir olduğundan bihaber; itile, kakıla yaşayıp gidiyorlar. Sen, ben ve bizim gibi birileri öfkeleniyor, üzülüyor bu insanlara ya da onlar adına.
Yeni şeyler söylemiyorum, çok kişi yazıp çiziyor, konuşuyor bu konuda. Ama genel tavır "bilmediğim şeyi kafama sokmaktansa bildiğim şeyi götüme sokarım" iken, o insanlardan rasyonellik beklersek alabileceğimiz yegane cevap "hayallerle yaşıyor bazı ibneler" olur ancak, bunu da kabullenmek zorundayız.
Neyse...
Sinirlerim bozuldu; rakı içmeye gidiyorum. Görüşürüz.

Pazar, Ocak 02, 2011

Döverim lan yeni yılı!

Bu yeni yıl tatavaları beni geriyor. Tek güzel yanı hediyeler. "Bana ne aldınız?" yılbaşıyla ilgili tek olayım. Hediye vermeyi de çok seviyorum ama sadece sevdiğim insanlara. İncelik olsun diye pek de hoşlanmadığım birilerine hediye alma zahmetine katlanacak ya da sevdiklerime hediye almak için özel bir gün bekleyecek değilim. Mesele hediyeyse bana her gün yılbaşı.
Neyse...
Zaten çok bayılmam ama bu sene hiç yeni yıl havasına giremedim. Böyle günlerde kasılıyorum. Öncesinde bir süs püs telaşı, aman da yeni yıl geliyor çok neşeliyiz tribi, ekstradan bir sevgi pıtırcıklığı, cingıl bels kafası falan... Bir de üstüne yılbaşı gecesi çok eğlenme meburiyeti spazmları. Hiç çekemem.
Lakin bunların hepsi hikaye, asıl "yeni yıl her şeyi değiştirecek" fikrine takığım. Neyi değiştirecek lan? Yılbaşı gecesi içecek, sıçacak, saat 12 olunca öpüşüp koklaşacak, ertesi gün bok gibi kafayla akşamdan kalma uyanacak, Alka Seltzer içip tekrar zıbarıp yatacaksın. Her cuma ya da cumartesi gecesi zaten aynı haltı yiyorsun, yılbaşı gecesi iyice bokunu çıkartmak için bahanen. Ne değişiyor? Hiç. Yine işin-gücün, telaşın aynı, hayatta ne derdin varsa sabit. Bir zaman biriminin geliş-gidişini kutlamak niye? Yıl dediğinin saatten, dakikadan ne farkı var? Aynısının uzunu, bir sürüsünü birleşitiriyorsun yıl oluyor. Gayet doğal olandan mucize beklemek nedir? Üstelik yerine koyamadığın tek şey zaman, geçiyor diye mal gibi seviniyorsun.
Radikal kararlar sikkoluğu da büyük manyaklık. Herkesin dilinde bir "yeni yılda şunu yapacağım, bunu yapacağım"... Madem çok meraklısın şunu, bunu yapmaya, madem yapabiliyorsun, sair zamanda yap. Tutan mı var? Gir bak şimdi emesene feysbuka falan, herkesin statüsü "sil baştan" ve aynı mealde çeşitli özlü sözler. Nasıl sil baştan ya, nasıl sil baştan? Uyudum, uyandım her şey aynı, yeni yıla gireli kaç saat oldu hala her şeyi değiştiren bir mucize yok ortada. Farklı ne yapıyorsunuz da her şey değişiyor? Bizim bilmediğimiz bi'şey biliyorsanız bize de söyleyin, biz de bi'şeyleri değiştirelim.
Bildiğiniz bi'şey var da bize söylemiyorsanız büyük götsünüz lan sil baştancılar; ne yapar ne eder sizi bulur, ağzınıza sıçarım.