Cumartesi, Ekim 05, 2013

Gereksiz sezaryen kasaplıktır.

Bir süredir sezaryen yasaklanıyormuş diye kıyamet kopuyor. Kanun çıkıyormuş da, kadının seçme hakkı elinden alınıyormuş. Pardon da, kanun “iki cihan bir olsa, zinhar sezaryen yapılmayacak” demiyor ki. “Tıbbi gereklilik dışında sezaryen yapılmayacak” diyor. E haklı! Normali bu. Hepimizin malumu, devletin, toplumun kadınla ilgili ciddi sorunları var, kafaları bacaklarımızın arasından bir türlü çıkamıyor. Bizim aklımız, bizim ruhumuz, bizim bedenimiz üzerinden saçma sapan kararlar alınıp uygulanmaya, saçma sapan tartışmalar üretmeye doyamadılar. Evet rahatsızız, evet öfkeliyiz, evet siktirsinler gitsinler, bizimle uğraşacaklarına kendilerini kurcalasınlar istiyoruz. Kadın cinayetlerinden, hak ihlallerinden, ne düşüneceğimize, ne giyeceğimize, nasıl davranacağımıza, nasıl korunacağımıza, kaç çocuk doğuracağımıza, kimle ne şekilde sevişeceğimize, nerelere gidebileceğimize,hangi işlerde çalışabileceğimize karışılmasından ve ne hikmetse kadınlarla ilgili her şeyin erkekler tarafından tartışmaya açılıp, bunlar üzerinden bize baskı yapılmasından bıktık, bezdik, tiksindik. İşte tüm bunlar yüzünden mantıklı tepkiler veremiyoruz bazen. Sezaryen meselesinde olduğu gibi. Ben doğum yapmadım ama, kendimi bildim bileli etrafımda bir sürü doğum oluyor. Haliyle yakından gözlemleme fırsatım oldu ve bu konuda çok şey öğrendim. İlk farkına vardığım şeylerden biri de, sezaryen doğumlardaki hızlı artış. Kimle konuşsam sezaryen diyor. Alttan alta öyle bir propaganda yapılıyor ki, doğumun doğalı sezaryen gibi oldu. Değil ya değil! Sezaryen normal de değil, iyi de değil. Fakat kadınları o kadar korkuttular ki, normal doğum canavar gibi oldu. Normal doğum konusunda en kararlı olanlar bile, doğum öncesi eğitim ayağına, doğum ve annelik bilmem nesi seminerlerine katıldıktan sonra ölsem normal doğurmam, sezaryen olacağım ben diyor. Normal doğum yapan kadının rahmine bilmem ne oluyormuş, kasları şöyle oluyormuş, yumurtalıkları böyle oluyormuş, enfeksiyonlara açık oluyormuş, yok çişini tutamıyormuş… Kadınlar tarlada doğurup, göbek bağını taşla kesip çalışmaya devam ediyor, sen neden bahsediyorsun? Epidurale, normal doğumun anneyle bebek üzerindeki ruhsal ve fiziksel avantajlarına girmiyorum bile. Düz gideceğim. Benim bedenim benim kararım değil mi? Değil anacım. Değil çünkü, hastanelerin kotaları var. Yönetim diyor ki, kesin, biçin, para lazım. İşte sistem o parayı senin bedenin, senin kararın üstünden kazanıyor, kota doldurmaya yarıyorsun. Normal doğum dediğinin ne zaman başlayacağı, ne kadar süreceği belli değil. Hastaneye gidiyorsun saatlerce boş yere yatak işgal ediyorsun, doktoru, hemşireyi başına dikip vakit kaybettiriyorsun. Kime ne faydası var? Halbuki sezaryen olsan ne zaman doğuracağın, doğumun ne kadar süreceği, hastanede kaç gün yatacağın belli. Hem mis gibi ameliyat, doktorundan medikal malzeme tedarik edenine kadar herkes kazanıyor. Sana da sancı yok, bi’şey yok. Pıt diye doğuruveriyorsun. 7 kat kesilen etin, ömür boyu taşıyacağın, soğukta, sıcakta, yorulduğunda sızlayacak olan yara izin bunların yanında ne ki? Normal doğum neymiş ayol, kestir kendini gitsin. Bebek hazır olduğu zaman gelir ne demekmiş? Sen istediğin zaman gelsin, burçlarınız uyumlu olsun. Senin bedenin, senin kararın, sakın ha sakın sezaryen hakkından vazgeçme. Derhal gaza gel ve sakın gaz kesme, haklarını gasp ediyorlar. Sezaryen hakkını sonuna kadar savun. Para lazım, çok para lazım o yüzden yine senin üzerinden oyun oynayacağız, oyuna katıl. Mesela de ki, “Evet bence de normal doğum en iyisi ama korkan var şeyapan var, kanunla dayatamazlar, tercih benimdir.” Çok özür dilerim ama, babayı senindir. Arkadaşım, kızkardeşim, canımın içi, evet beden de senin, çocuk da senin, ama bu konuda takdir de karar da hekimin. Normal doğum doğal bir süreç ama sezaryen dediğin tıbbi bir prosedür, bildiğin ameliyat, nereye karar senin? Başka bir durumda kendin verebiliyor musun ameliyat kararını? Hayır. Bu da aynı şey. Kanunla şeyapıyolar yapamazlar ne demek? Bal gibi de yaparlar ve yapmaları da gerekir. Yapmadıklarında olanlar malumken, sağlık sisteminin hali belliyken ve tıbbi prosedürlerle ilgili hukuki kurallar varken neden bu istisna olsun? Üstelik dünyanın her yerinde böyle bu. (Tiksindiğim bir kalıp fakat cuk oturdu.) Mecbur kalınmadığı, anne ve bebeğin hayatı tehlikeye girmediği sürece asla sezaryen yapılmıyor. Senin aleyhinde değil ki, bilakis seni koruyor. Sen, sırf birilerinin kesesi dolsun diye boşu boşuna kesilme, rant malzemesi olma diye. Doğum ticaretinden kazananlar, senin hassasiyetlerini biliyorlar ve kaşıyorlar. Meseleyi kadın haklarına ve ihlallerine bağlarlarsa nasıl tepki vereceğini, kesilip biçilme hakkını sonuna kadar savunacağını biliyorlar. Yapma. Gaza gelme. Biliyorum, sence de normal doğum en iyisi, evet teşvik edilsin istiyorsun ama sezaryen şeçmek benim hakkım diyorsun. Katılmıyorum. Burada savunulacak bir hak varsa, o da normal doğum isterken gözü korkutularak sezaryene itilen kadınların hakkıdır bence. Mücadele edeceksem, kızkardeşlerimin kesilmesi için değil, boş yere kesilip biçilmemesi için etmeyi tercih ederim, herkese de aynısını tavsiye ederim. Senin bedenin, senin kararın. Gereksiz sezaryene hayır de, kendini kestirme.