Salı, Şubat 08, 2011

Genç Gökçe'nin Acıları ve Şiire Dair

Bazı şarkıların arasına şiir sokuşturuyorlar ya, niye yapıyorlar onu? Şarkı dediğin zaten şiirin müziklisi değil mi? Bir de araya neden ekstra şiir kastırıyorsun? Dünya üzerindeki en şahane şarkı olsa, aradan şiir çıkınca sinirden seyirme geliyor bana. Zaten şiire bayılan biri değilim. (Biliyorum, çok ayıp.) Zaten sevdiğim şiir ve şair sayısı bir elin parmakları kadar. Zaten biri bana bi'şey okumaya kalkınca sinir oluyorum. Hele ki şiir... Herkes pek meraklı ama çok nadirdir şiir okuduğu zaman zevkle dinlenecek insan. Bir de düşün, Sunay Akın sendromlu fantazi-popçu şarkı arasında şiir okuyor. Delleniveriyorum. Ama sebebi var!
Lise hayatım boyunca zorla okul korosunda yer alma talihsizliğini yaşadım. Bayram, seyran, yas, anma biz hep sıra tepelerinde mıy mıy mıy şarkılar, marşlar...
Başlarda her şey normaldi. Çıkıp, günün mana ve ehemmiyetine göre, artık Atatürk'ün sevdiği şarkılar mı olur, yaşasın yimmiüş nisan mı olur, menüde ne varsa onu söyleyip dağılıyorduk. Ta ki o melun 10 Kasıma kadar. Zaten gün boktan gün, hepimiz üzgünüz. Bir de hava buz, üstümüzde incecik formalar, götümüz donuyor.
Tırmandık yine platforma, "Atatürk Marşı" söylüyoruz, ağır ağır, hisli hisli. Biz "İstiklal Savaşı'nın en büyük kahramanı..." diye girdik marşa, arkadan biri kükredi. "İSTİKKKLAAAAĞĞLLLL SAVVAŞŞINIIIIAIĞĞĞĞNNN..." diye. Bir anda hepimizin kalbi durunca haliyle detone olduk, bir takım miyklemeler duyuldu. Fakat çabuk toparladık çünkü şov mast go on.
Yapılır mı lan delişmen ergene öyle şey? Baştan söylesenize "siz Atatürk Marşı söylerken sinsi edebiyatçı arkadan şiir çemkirecek" diye. Ben zaten dünyanın en dalgın, en boş bulunan adamı, hık dedi gittiye meyyal insanıyım. Saçım yüzüme değse aklım çıkıyor. Bir de içeriye öğretmen saklayıp mikrofona kükretiyorsunuz. Önceden haber versenize "çocuklar mikrofon meraklısı örtmeniniz de şiyir okuycak siz marş söylerken, aklınıza mukayyet olun, korkudan ölmeyin" diye. Söylemediler. Neyse, biz söyledik marşı, hoca arkadan çemkirdi. Diğer şarkıları çemkirmesiz söyledik, kazasız belasız, can kaybı olmadan bitti tören. Ama o travma kaldı tabii, genç ruhlar bi' zedelendi.
O yüzden şarkının içinde şiir duyunca bi' geriliyorum ben. Yapmayın öyle.
Bu yazıma son verirken, Orhan Veli'nin ellerinden, okuyanların gözlerinden öper; hepinize esenlikler dilerim cinaslı kafiyelerim.

3 yorum:

atgotten dedi ki...

şiir sadece patti smith'in sesli okuması gereken birşeydir. okuyan öğretmenler cezalandırılmalı

Unknown dedi ki...

Deli misin ya? Direkt işkenceye girer. Aihm'ye başvursak davayı kazamıştık.

oyumben dedi ki...

Oluyor bazen.