Pazartesi, Aralık 22, 2008

Alper Canıgüz, Gizliajans ve Eleştirel Kritikler

Alperciğimi çok severim. En yakın, en sevdiğim arkadaşlarımdan biridir. ( Bazı yazarları ve roman kahramanlarını kendi kendime arkadaş ilan ederim, kendilerinin bundan haberdar olmaması gibi şeyler de beni hiç engellemez. Lakin bu ayrı bir yazının konusu.)
Neyse... Alper Canıgüz, çok sevdiğim bir arkadaşım olmasının yanında hayranlıkla okuduğum bir yazardır. Komiktir, şaşırtıcıdır, abestir. Bayılırım yazdıklarına. "Tatlı Rüyalar" ve "Oğullar ve Rencide Ruhlar" adını verdiği iki çocuk babasıdır. Bazıları onlara kitap da diyor. Ben de ziyadesiyle severim o iki kitabı. Üçüncü kitabı da uzun zaman bekledim. (1,2,3, yetmez 4,5,6, olsun...) Bi'gün yine bekliyorum, ansızın geldi üçüncü kitap. Adı da Gizliajans. Ekşi sözlük yetiştirdi bana bu müjdeli haberi, bahşiş verdim gitti. En yakın kitapçıya koşup ad, eşgal verdim yok kendisi dediler. Üfff, iyi ben de başka kitapçıya giderim dedim, lakin vakit olmadı bugüne kadar. Bugün akşama doğru aldım. Günlerdir kafamın içinde taşıdığım kitabı bir süre de poşette taşıdım. Koşarak eve geldim ve iştahla saldırdım.
Kitap az önce bitti ama nedense ağzımda kekremsi bir tat bıraktı. (Kekremsi süper laf sevgili günlük, sen de kullan.) Sevmediğimden değil, sevdim. Diğer iki kitabı sevdiğim kadar sevemedim. Mizah anlayışı, güzide kurgusu, olayların alpercanıgüztarzı diyebileceğimiz (edebi bir tanım bu, bilimsel.) oldukça saçma bir seyri olması filan bu kesin Alper dedirtiyor ama bi'şey eksik. Ya da ne bileyim eksik değil de tam da değil. Bilemedim, adlandıramadım hissiyatımı.
Sanırım hissiyatım yaklaşık olarak şöyle;
Kanaatim o ki, Alper o kitabı yazarken orada değildi. Yani kendisi oradaydı da sanki aklı orada değildi. Sanki başka bi'şeylere, mesela yayıncısına söz verdiği tarihe takmış kafasını da kitabı otomatik pilotta yazmış gibi... Ya da belki bi'şeylere üzülmüştür, işleri çok yoğundur, bi'şeydir...
Alper Canıgüz menü de yazsa, medikal firmalarına "grip sizi yenemez, siz onu döversiniz." mealinde broşür de yazsa severek okurum. Gizliajansı da severek okudum ama içim rahat etmese de son çocuğu ilk ikisinden ayırıyorum.
Üf ya! Anlatamadım derdimi.

Hiç yorum yok: