Cuma, Eylül 03, 2010

Moda hastalıklar için stil rehberi

Hastalığın da modası olur muymuş dediğinizi duyar gibiyim biricik ivsenlorenlerim. Ve cevap evet, tabii ki olur. Hastalık modası kişinin kendine yakışanı olmasıdır. 
Nasıl vücut tipimize gore giyinmemiz, yüz tipimize göre saç-makyaj ayarları yapmamız gerekiyorsa hastalıklar için de aynı şey geçerli. Örneğin depresyon, panik atak, reflü türü rahatsızlıklar her kadının gardrobunda bulunması gereken “küçük siyah elbise” gibidir. Sırf bu hastalıklar yüzünden “çağın hastalıkları” diye bir kavram yaratıldı, çağa uygun yaşamalıyız. Her hastalık herkeste şık durmaz.
Örneklerle açıklayayım. Mesela uzun boylu birine depresyon yakışmaz, hantal gösterir, panik atak sakil durur. Uzun boylularda bipolar ya da manik-depresif bozukluk en azından bir borderline kişilik daha şık dururken kısa boylu iseniz size reflü ya da anksiyete yakışacaktır. Sizi boylu, zengin ve sofistike gösterir. Minyon ve zayıfsanız alerjik rahatsızlıkları tavsiye etmiyoruz, zira stilinizle alımlı olmanız için daha sinirli ve seri hareketlerle karakterize bir hastalığınız olmalıdır. Alerji çeşitleri de sizi ezik ve dışlanmış gösterecektir. Hipoglisemi türü bir rahatsızlığınız olması kan şekerinizi düşüreceği için sizi "tatlı yiyelim tatlı konuşalım" şeklinde neşeli bir moda taşır. Bu da sosyal hayatınıza çok olumlu etkiler getirecek, yüzünüzde ışıltılı yansımalar oluşturacaktır. Uzun boylu ve hafif kiloluysanız tenya ya da şerit türü parazitlere bağlı rahatsızlıklar dikine çizgili sayıldıklarından sizi ince ve zarif gösterecektir. Özellikle omurga ile ilgili ortopedik rahatsızlıklar 80’lerdeki vatkalı, yarasa kollu blüzler gibidir, kimsede şık durmaz. Sakın denemeyin.
Unutmayın ki doğru bir stille çok para harcamadan da harikalar yaratabilirsiniz. İ! entırteymınt moda polisinden bu haftalık da bu kadar. Haftaya ödül törenleri ve kırmızı halı bölümümüzle yine modanın nabzını tutacağız.
Öptüm. (Yanakları değdirmeden.) Bye.

Hiç yorum yok: