Cuma, Nisan 22, 2011

Toprak toprağa...

Mezarlıkları severim.
Zaman farklı mezarlıklarda. Telaşsız. Geçmiyor, sakince akıyor. Her şeyin daha huzurlu olduğu başka bir evren. Sanki ışık bile farklı kırılıyor, daha güçlü ama daha yumuşak.
O yüzden, mezarlıkları severim.
Bir mezarlığa bakınca ne görüyorsun bilemem, muhtemelen ölümü. Ama öyle değil işte. Mezarlıklar ölümden çok yaşamla ilgili mekanlar aslında. Ölenler için değil, yaşayanlar hatırlasın diye varlar. Yaşamayı hatırlasınlar diye. Sevdiklerini toprağa bırakıp gittiğin bir yer değil, yeniden yaşam bulsun diye toprağa karışmaya bıraktığın bir yer. Topraktan gelip toprağa dönmüyor muyuz? O yüzden ben orada yaşamı görürüm.
Bilmiyorum hiç dikkat ettin mi, en güzel ağaçlar mezarlıklardadır mesela. Çünkü ölenler ağaç oluyor bence. Mezarlıklardaki ağaçların o kadar güzel olmasının tek açıklaması bu. Ölenler ağaç oluyor. Bu kadar basit.

2 yorum:

Derya Tanyel dedi ki...

İnanıyorum...

http://fizy.com/#s/1aimcm

kirampy dedi ki...

Sevdigin insanlari orada birakmak kolay degil ama her kaybin ardindan, belki de bencilce bir sekilde, "hayat kisa, bos yere sıkıyoruz canimizi."nin hatirlandigi yerler oralar.

Sonlu olmanin ete kemige burundugu mekanlar mezarliklar benim icin ve -depresif olacak belki ama- bundan dolayi da huzur duymami saglarlar ayni zamanda da.

Kendilerine has bir agirliklari ve dinginlikleri vardir ve hayati sorgulatirlar insana. İste bu yuzden de gercekten yasami bas bas bagirir mezarliklar aslinda, tipki senin soylesigin gibi, ama sanirim gormek isteyen gozlere ve duymak isteyen ruhlara...

Agir mi oldu ne? Saate veriniz lutfen :)