Daha önce 1-2 kere düşünmüştüm, hiç hoşuma gitmemişti. Düşünmenin hiç iyi bi'şey olmadığına kanaat getirip bir daha yapmamaya karar vermiştim. Heyhat, makus kader bana oyunlar hazırlarmış da bilmezmişim. Bugün yine, kazara düşünüverdim. N'oldu? Sinir olduğumla kaldım bir de üstüne başım ağrıdı.
Düşünsene; (lafın gelişi dedim, düşünme.) ne bela varsa düşünmekten geliyor lan insanın başına.
Konumuz insanlık ve düşünce tarihi olduğu için evrendi yaratılıştı girmeyeceğim. Olaylar burada (Dünya) geçiyor. Madde madde açıklayacağım ki, düşünmek zorunda kalmadan kolay anla. Bu benim sana bir kıyağım olsun.
1-Aklıevvelin biri çıkıyor ve diyor ki; "Düşündüm de ilksel çorba, inorganik ortam nereye kadar? Bence organik olalım." Hop, oldu mu sana aminoasitler falan? Oradan tek hücreydi, çok hücreydi al sana bir sürü canlı, suyun içinde kımıl kımıl bi'şeyler.
2-Bunların biti kanlandı ya, yetmiyor. Yine bir cin yavrusu çıkıyor, diyor ki; "Lan! Düşündüm de; böyle suyun içinde dura dura götümüz başımız pörsüdü, yürüyün lan karaya çıkalım. Bir müddet sürüngen takılıp, ağaç falan yapar, maymun olur ağaca çıkarız. Sonra ağaçtan ineriz homo habilisti, erektustu yürürüz. Daha sapiensi var, neanderthali var, geze geze insana doğru gideriz.
3-Bir kere kollar, bacaklar çıktı ya, aşk olsun tutabilene. Yine birinin kaşıntısı tutar; "Düşündüm de avcılıktı, toplayıcılıktı güzel, mağara ortamları şahane, göçebelik çok havalı ama biz su kenarı bi'yerlere yerleşelim. Çoluk çocuk perişan." Yerleşmeye başlıyorlar. İçlerinden biri diyor ki: "Abi tamam yerleşiyoruz da, her yer aynı değil. Soğuk yerlere yerleşenler sarışın, beyaz tenli olsun, sıcak yerlere yerleşenler koyu renk olsun. İleride canımız sıkılırsa kapışırız." (Önden veriyor sinyalleri yavşak. Pis ırkçı.)
4-Gezmeye alışık adam yerleşince rahat durur mu? Rahat batıyor birine, diyor ki: "Abi buralar bana çok dar gelmeye başladı. Yan tarafa saldıralım, oralar da bizim olsun. Hem karılı kızlı ortamlar var, takılırız." Giriyorlar birbirlerine.
5-Sürekli bir kavga dövüş, insanlar telef, darlanıyorlar. Birinin aklına parlak bir fikir geliyor: "Düşündüm de; herkes birbirine dalıyor. Birbirimizle anlaşıp alanlarımızın etrafını çevirelim, adına da şehir diyelim, ülke diyelim bi'şey diyelim, sınırlar belli olsun." Yapıyorlar. Bir süre ortalık süt liman, ama canları sıkılıyor.
6-Bir gün yine canları sıkılırken içlerinden biri patlayıveriyor: "Abi ben çok sıkılıyorum. Sıkılınca düşündüm, süper fikrim var. Yaradana biz Allah diyelim, öbürleri Tanrı desin, diğerlerleri başka isimler versin. Temelde aynı şeye inansak da adı farklı diye birbirimize girelim. Hem onu bahane eder mal, mülk, toprak yaparız." Yine bir arbede.
7-Gel zaman, git zaman artık inanç mevzusunu da kimse yemiyor. Ama hep birileri düşünmeye devam ediyor. Aman bizim elçinin kafasını kestiler, vay bizim kıza yan gözle baktılar, yok onların kraliçesinin memesi bizimkinden büyük, ay doğal kaynaklara girelim, olmadı demokrasi götürelim... Böyle devam ediyor. Üstü örtülü ya da aleni; hep bir savaş, hep bir kaos.
Düşünmek insanlığın başına hep bela getiriyor işte. Ki ben sadece en belirginlerini yazdım. Daha arada bi' ton olay var, yöresel lezzetler, kişisel felaketler var... Halbuki düşünmesen; hayat mis, her gün bayram.
Bir sınırlı konsantrasyon kapasitemin daha sonuna geldik. Sıkıldığım için yazıyı burada bitirip evin içinde koşturmaya gidiyorum. Hepinizi gözlerinizden öpüyorum biriciklerim.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2 yorum:
Istemeden dusundum bu gecede. Yatakta yakaladi meret. Carsafim islandi terden, ayaga kalktim kurusun diye, yanlislikla ayakta dusundum gece karanliginda.
Baskalarinin dusuncesiyle buyumemek icin kitap okumadim hic. Simdi senin dusuncelerinle buyuyecegim artik biktim kendiminkilerden.
yaz ne olursan ol yaz
Cok zihin açıcı buldum, 2.3.4 vs ciltler bekliyorum
Nice konsantrasyonlar:))
Haaaariiika:))))) devammm plz
Yorum Gönder