Severek izlemek sevdiğim bir eylemdir. (Televizyon hariç. Onu ne seviyorum ne de izliyorum.) Severek izlemekten ziyade izlemeyi sevmek mi demek lazım acaba? Neyse... Öyle aval aval bakarım ben etrafta ne oluyor diye. Seyir halindeki araçların camlarından izlerim, yemeye-içmeye gittiğim mekanlarda olduğum yerden izlerim, yürürken izlerim... İzlerim, tahmin ederim, kendi kendimi dahil ederim konuşmalarına falan...
Geçen yine izliyorum, seyir halindeyim sabah işe giderken... Çok ama çok dar alınlı bir kadın gördüm. Hayatta en şaşırdığım şeylerdendir dar alın. Alnı o kadar dar ve saç çizgisi burnuna o kadar yakındı ki empati kurunca beynim kaşındı kadının saçlarından. Bir de böyle garip bir üçgen oluyor dar alınlı insanların saç çizgisi, bakınca üstüme çığ düşüyor gibi oluyorum. Yüzlerindeki bütün uzuvlari minnacık bir alanda sıkışmış gibi... Ağız, burun, gözler birbirine o kadar yakın ki mesela bi'şey yemek istese, yanlışlıkla gözleriyle burnunu yutacak gibi...
Bir de beyinlerini düşünüyorum, sanki sıkışırmış gibi geliyor bana. Alan dar ya...
Tedirgin oluyorum.
Pazar, Şubat 08, 2009
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2 yorum:
Yorum yazacaktım lakin gülmekten yazamıyorum... Bi daha ki sefere artık :):):):):)
Böyle ciddi bir konuyla böyle eğlenmeniz hiç hoş değil genç bayan!
Yorum Gönder